Kadına şiddet maalesef gündemden hiç düşmüyor, hatta bu günlerde kadın cinayeti haberlerini sıkça duyuyoruz. Gerçekten de karşımızda ürkütücü bir tablo var. Geçtiğimiz Ağustos ayına ilişkin açıklanan rapora göre sadece Ağustos ayında, 49 tane kadın cinayete kurban gitmiş…
Ne yazık ki karısını acımasızca döven, ona eziyet eden, hunharca öldüren ve tüm bunlara rağmen hala “elhamdülillah müslümanım” diyebilen şirazeden çıkmış bir güruh var. Oysa Allah’tan korkan ve dinini diyanetini bilen bir Müslüman boş ver hayat arkadaşını, çocuklarının annesini katletmeyi, yedi yabancı birini bile öldürebilir mi?.. Zira Allah-u Teala Kur’an-ı kerim’de:
“…Kim bir kimseyi haksız yere öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibidir..” (Maide: 32) buyurmuş ve cinayet işlemenin ne kadar büyük bir günah olduğunu beyan ederek şiddetle yasaklamıştır.
İslâm’da Kadına Şiddetin Yeri Yoktur
Bu gibi olaylar gerçekten de insanın yüreğini sızlatıyor ve içini acıtıyor. Allah’ın Kitabı elimizdeyken, Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in örnek hayatı önümüzdeyken cinayete varan bu tür şiddet olaylarının yaşanması esef vericidir. Bunlar İslam’ın kesinlikle yasakladığı ve asla tasvip etmediği menfur olaylardır.
İslam dini insanlığa rahmet ve merhamet getirmiştir. Dolayısıyla bu rahmetin yerleştiği gönüllerde şiddet ve cinayete, kin ve nefrete yer yoktur.Boynuzsuz koyunun boynuzlu olandan hakkını alacağı Mahkeme-i Kübrâ’ya inanan bir mümin, kesinlikle şiddet ve cinayete teşebbüs edip zulüm işleyemez.
Çok açık ve net olarak ifade edelim ki; kadına şiddet gösteren, hatta cinayete varacak derecede vahşete imza atanlar, İslam’dan bî haber, Peygamber Efendimizi gerçekten tanımayan ve yolundan gitmeyen zavallı kimselerdir. Zira Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Veda Hutbesi’nde:
“Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız…” diye ferman buyurmuştur.
Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), hayatında bir kere bile hanımlarına el kaldırmamış, ümmetine de eşleriyle güzel geçinmeyi, kadınlara karşı iyi davranmayı teşvik etmiştir. Efendimiz hayvanların dahi dövülmesini yasaklamışken, nerde kalmış eşini dövmek, çocuklarının annesine vicdansızca şiddet uygulamak ve hunharca katletmek… Bunlar kesinlikle İslâm’a uymayan ve bir müslümana asla yakışmayan çirkin işlerdir.
Allah-u Teala bir ayeti kerime’sinde:
“..Onlarla (eşlerinizle) güzel geçinin..” (Nisa, 19) buyurmuştur. Allah’ın bütün müminlere emridir bu.. “Allah’a iman ettim” diyen herkes bu emre uymak zorundadır.
Önce Ahlak ve Maneviyat…
Bu menfur olayları durdurmak için ne yapmak lazımdır?.. Elbette caydırıcı cezaların getirilmesi önemlidir ama bunun yanında manevi eğitim de şarttır. İnsanların gönlüne Allah korkusunun, merhamet duygusunun, ahiret inancının mutlaka yerleştirilmesi gerekir. Yani (ceza-i müeyyidelerden) önce ahlak ve maneviyat şarttır…
Bununla birlikte; dizi ve filmlerdeki şiddet içeren sahnelerden tutunda, kadını cinsel bir obje gibi takdim eden ahlaksız senaryolara ve kadın vücudunu bir meta gibi teşhir eden televizyon programlarına kadar her şey yeniden gözden geçirilmeli, âmiyâne tabirle bunlara ahlâkî bir ayar verilmelidir. Zira dizi ve filmlerde, şiddet, cinayet ve cinsel istismarın bu kadar yaygın olarak işlenmesi, insanların gözünde bu durumun normal bir hale gelmesine ve gerçek hayata yansımasına sebep olabiliyor.
Bize Allah’ın emaneti olan eşlerimize şefkat ve merhametle davranmak yerine onlara şiddet uygulayarak zulmetmek, dünyada da ahirette de hüsrana uğramaya sebep olur. Zira Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
“Haksız olarak hanımını dövenin, Kıyamet Günü hasmı ben olurum…”
Fî emanillah!